Platin ve gümüş altını geride mi bırakacak? –

Altının tarihsel rolü yatırım dünyasında hâlâ güçlü olsa da, 2025 yılı itibarıyla dikkatler gri metal kardeşlerine çevrilmiş durumda. Gümüş ve platin, gerek finansal piyasaların yön aradığı, gerekse sanayi üretiminin yeniden şekillendiği küresel ortamda yatırımcıların gözdesi haline geldi.
Ekonomim’den Evrim Küçük’ün haberine göre, gümüş, ons başına 36 dolar seviyesini aşarak 2011’den bu yana en yüksek düzeyine ulaştı. Platin ise son bir ayda yüzde 24.4 oranında değer kazanarak ons başına 1.212 dolara çıktı ve yılbaşından bu yana toplam yüzde 35’lik bir performans sergiledi. Altınla kıyaslandığında platin yatırım getirisi açısından altının önüne geçti. Gümüş de başa baş gidiyor. Altın yılbaşından bu yana yüzde 26 getirisiyle haftaya ons başına 3.320 dolar seviyesinden başladı.
Gümüş ve platin, sadece yatırımcıların güvenli liman arayışlarının değil, aynı zamanda temel endüstriyel dinamiklerin de besleniyor.
Gümüş özellikle fotovoltaik güneş panellerinde kritik bir girdi olarak öne çıkarken, platin otomotiv endüstrisinde kullanılan katalitik konvertörlerin temel bileşeni. Ancak arz tarafında sıkışıklık dikkat çekiyor. Gümüş Enstitüsü’nün verilerine göre, 2024 yılı itibarıyla küresel gümüş arzı talebin yüzde 15 altında kaldı. Bu açığın 2025 yılında da süreceği öngörülüyor.
Fiziki talebin yanı sıra finansal yatırım kanalları da bu metallerdeki yükselişi yansıtıyor. Şubat ayından bu yana gümüş destekli ETF’lerdeki varlıklar yüzde 8 oranında artarken, platin destekli fonlar mayıs ortasından itibaren yüzde 3’ten fazla büyüme kaydetti.
35 dolar dönüm noktası niteliğinde
Cenevre merkezli MKS PAMP SA’nın stratejisti Nicky Shiels, her iki metalde de teknik momentumun temel faktörlerle birleştiğini ve bu nedenle yükselişin kısa vadeli dalgalanmalara rağmen yapısal olarak desteklendiğini vurguluyor. Shiels’e göre, gümüşte 35 dolar seviyesi teknik olarak önemli bir dönüm noktası niteliğinde ve bu seviyenin korunması, perakende yatırımcı ilgisini kalıcı hale getirebilir. 35 dolar seviyesi, hem psikolojik bir sınır hem de 2011-2020 arasındaki düşüş trendinin 0,618 Fibonacci düzeltmesine karşılık geliyor. Bu seviyenin üzerinde kalıcılık, analistlere göre 40 dolar seviyesinin önünü açabilir. Gri metalin geçmişe göre halen 50 dolarlık 2011 zirvesinin altında seyretmesi, onu “görece ucuz” kılan faktörlerden biri. Yani yatırımcı gözünde, hâlâ çıkış potansiyeli taşıyan değerli bir alternatif konumunda.
Platin yeniden keşfediliyor
Platin, özellikle Çin’de canlanan otomotiv üretimi ve laboratuvar teknolojilerine olan talebin artmasıyla yeniden ilgi görmeye başladı. Bu ilgi, ETF’lere gelen sermaye akışıyla da destekleniyor. Piyasa uzmanları, platindeki yükselişin henüz tam anlamıyla fiyatlanmadığı görüşünde. Platinin önündeki en önemli direnç seviyesi ise 1.267 dolar/ons. The Tradable.com analistlerine göre fiyatlar bulunduğu seviyede tutunursa, 1.260 doların üzerine çıkma potansiyeli taşıyor.
Son dönemde artan jeopolitik gerilimler, ABD-Çin ticaret müzakerelerindeki belirsizlikler ve merkez bankalarının para politikalarındaki yönsüzlük, yatırımcıyı yeniden fiziksel varlıklara yöneltti. Bu metaller, politik olarak tarafsız olmaları v e herhangi bir ülkenin kredi notuna bağlı bulunmamaları nedeniyle karşı taraf riski taşımıyor.
Kıymetli metallerin genelinde yaşanan yükselişten paladyum da nasibini alıyor. Geçtiğimiz ay yüzde 15,5 oranında değer kazanan paladyum, yılbaşından bu yana yüzde 21’lik artış gösterdi.