Markalaşma bir değer inşa etme sürecidir

Birçok kişi markayı logo veya tasarım, markalaşmayı ise bilinirlik olarak algılıyor. Oysa markalaşma, buzdağı metaforunda olduğu gibi, şirketin kimliği, değerleri, iş yapış biçimi ve kurum kültürünün dış dünyaya yansımasıdır. “Markalaşma stratejisi, şirketin neyi temsil ettiğini belirlemekle başlar” diyen Akdeniz, şirketlerin önce kendi değerlerini netleştirmesi gerektiğini belirtiyor. Müşterilere nasıl davranıldığı, çalışanların marka değerleriyle uyumlu hareket edip etmediği ve şeffaflık gibi unsurların markalaşma sürecinde kritik olduğunu vurguluyor.
Türkiye’de markalaşmanın önündeki engeller
Türkiye’nin üretim gücüne rağmen markalaşmada yeterince başarılı olamamasının temel nedeni, şirketlerin markalaşmayı bir yatırım değil maliyet olarak görmesidir. Kısa vadeli satış odaklı yaklaşımlar, uzun soluklu marka stratejilerinin önüne geçiyor. Ayrıca, Türkiye menşeli ürünlerin uluslararası arenada “ucuz ama düşük prestijli” algısıyla karşılaşması da markalaşma çabalarını zorlaştırıyor. Akdeniz, bu algıyı değiştirmek için hem ülke imajının yeniden tanımlanması hem de şirketlerin kalite, tasarım ve sürdürülebilirlik gibi alanlarda daha iddialı olması gerektiğini söylüyor.
İdeal markalaşma için 5 kritik adım
Net bir marka kimliği oluşturun: “Markanız neyi temsil ediyor? Hangi vaadi veriyor?” sorularına yanıt bulun.
Hedef kitlenizi iyi tanıyın: Müşterilerinizi sadece demografik olarak değil, değerleri ve davranışlarıyla analiz edin.
Farklılaşma stratejinizi belirleyin: “Neden biz?” sorusuna güçlü bir cevabınız olsun.
Tutarlı bir iletişim dili benimseyin: Marka adı, logo, renk paleti ve içerik stratejiniz uyumlu olmalı.
Performansı ölçümleyin: Marka algısı, müşteri sadakati ve memnuniyetini düzenli olarak analiz edin.
Dijital çağda marka olmak
Küresel bir marka olmanın teknoloji sayesinde daha erişilebilir hale geldiğini belirten Akdeniz, dijitalleşmenin sunduğu fırsatlar kadar risklere de dikkat çekiyor. Sosyal medya ve yapay zekâ gibi araçlar, markaların global ölçekte görünür olmasını sağlarken, en küçük bir hatanın bile itibar kaybına yol açabileceği uyarısında bulunuyor. Deneyim odaklı pazarlamanın öne çıktığı günümüzde, AR ve VR gibi teknolojilerin müşteri etkileşimini artırmada önemli bir rol oynadığını vurguluyor. Akdeniz’e göre, markaların dijital dünyada başarılı olabilmesi için insan dokunuşunu kaybetmeden teknolojiyi doğru kullanması gerekiyor.
Geleceğin markalarını ne bekliyor?
Tüketicilerin artık sadece ürün kalitesine değil, markaların değerlerine ve sosyal sorumluluklarına da baktığını belirten Akdeniz, özellikle sürdürülebilirlik ve etik üretimin markalaşma sürecinde olmazsa olmaz hale geldiğini söylüyor. Moda sektörünün küresel karbon salımındaki payına dikkat çekerek, çevre dostu uygulamaların markalar için rekabet avantajı yaratacağını ifade ediyor.
(Kaynak: İTKİB Hedef dergisi)