Zengezur Koridoru, bölgesel ticarete stratejik katkı sağlayacak

Avrupa ile Asya arasındaki ticaret hatlarında yaşanan jeopolitik değişimler, yeni lojistik koridorların önemini her geçen gün artırıyor. Rusya-Ukrayna savaşı, Ortadoğu’daki gerilimler ve küresel tedarik zincirlerindeki kırılmalar, güvenli ve sürdürülebilir alternatiflerin öne çıkmasına neden oluyor. Bu bağlamda, Hazar geçişli Orta Koridorun tamamlayıcısı niteliğindeki Zengezur Koridoru, Türkiye’nin lojistik vizyonu ve bölgesel ticaretin geleceği açısından stratejik bir fırsat olarak değerlendiriliyor.
UND Başkanı Şerafettin Aras, bu önemli gelişmeleri ve koridorun sağlayacağı avantajları değerlendirdi:
“Dünya ticaretinde ve global tedarik zincirlerinde, özellikle pandemi krizi sonrasında başlayan hızlı değişim ve dönüşüm süreci, içinde bulunduğumuz coğrafyada yaşanmaya devam eden krizler karşısında hız kesmeden sürüyor. Bu dönüşüm sürecinde, küresel ekonomide ağırlığı giderek artan Avrupa-Asya ticaretinin tüm paydaşlarının şekillendirmeye çalıştığı uluslararası taşımacılık koridorlarının önemi de giderek artıyor.
Orta Koridor güvenilir alternatif olarak öne çıkıyor
Rusya-Ukrayna savaşı, Süveyş Krizi, akabinde Ortadoğu’da tırmanan gerilimin bölge ülkelerine yayılması ile bu ticaretin kuzey ve güney koridorları olarak belirtilen güzergâhlardaki güvenlik endişelerinin artması, Orta Koridor olarak adlandırdığımız Hazar Geçişli Uluslararası Taşımacılık Koridorunun güvenilir bir alternatif olma potansiyelini öne çıkarmakta. Temelleri aslında 90’lı yılların başlarına dayanan “Modern İpek Yolu” projesine dayanan ve günümüzde Çin’in Kuşak-Yol projesiyle çakışan güzergâh ve projeleri kapsayan Orta Koridor, Avrupa ekonomilerinin ülkemiz üzerinden Kafkasya ve Orta Asya’ya, oradan da Çin pazarına erişimde kuzey ve güney koridorlara kıyasla transit süresini neredeyse üçte bire indirebilecek ciddi bir seçenek sunuyor.
AB-Orta Asya lojistik işbirlikleri güçlenmeli
OECD, Dünya Bankası gibi global kuruluşların raporlarına göre, 2030 yılına kadar %30 artacak bir ticareti elleçleme potansiyeline sahip olduğu ifade edilen Orta Koridor’un geliştirilmesi için Avrupa Birliği’nin Küresel Geçit programı temelinde hızla gelişen AB-Orta Asya lojistik işbirliklerinin Türkiye ile Avrupa Birliği üye ülkeleri arasında da artırılması gerektiğini sürekli vurguluyoruz. Ancak, yine aynı araştırmalar tüm bu gelişmelere rağmen pandemiden beş yıl sonrasında bugün hâlâ Orta Koridorun potansiyelinin ortaya çıkarılamadığını gösteriyor.
Kullanım oranı hâlâ düşük
Mevcut taşıma rakamlarına göre, güvenlik sorunları başta olmak üzere tüm sıkıntılarına rağmen Orta Asya’yı Rusya üzerinden Avrupa’ya bağlayan Kuzey Koridoru’nun kullanımı %55’te ve İran üzerinden bağlanılan Güney Koridoru’nun kullanımı %40 düzeylerinde kalırken; Orta Koridorun kullanımı %5 seviyelerinde kalmaya devam ediyor. Türkiye’nin ve Türk taşımacılarının bu koridordaki rolünün yeterince değerlendirilmemesi, Avrupa’dan Orta Asya’ya uzanan tedarik zinciri kırılmalarında Türk taşımacılarına uygulanan kısıtlamalar ve ayrımcı uygulamaların göz ardı edilmesi bu durumun sebepleri arasında yer alıyor.
Türkiye’nin lojistik süper güç vizyonu
Sayın Cumhurbaşkanımızın himayesinde Haziran ayında ülkemizde gerçekleştirilen Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu’nda Türkiye olarak, bölgemiz çapında şekillenen uluslararası taşımacılık koridorlarının gelişiminin desteklenmesine yönelik tüm proje ve girişimlere tam desteğimiz ve tüm bölge ülkelerine yönelik işbirliklerini artırma çağrımızla bu konuda çok net bir irade resmen ortaya kondu. UND olarak, yoğun bir kamu–STK–özel sektör diyaloğu ve işbirliğiyle ülkemizi bölgesel bir lojistik merkez, transit üs ve küresel bir lojistik süper gücü haline getirme vizyonunun hızla hayata geçirilmesine odaklanmış şekilde çalışıyoruz.
Zengezur Koridoru Türk taşımacısına nefes aldıracak
Bu çalışmalarımızda amacımız sadece ihracatımızı uzak coğrafyalara ulaşarak artırmak değil, aynı zamanda dünya ticaretindeki ve uluslararası tedarik zincirlerindeki payımızı büyütmek. Bu esnada bölgemizden geçen transit ticaretteki artışlara yetkin lojistik kabiliyetlerimiz ve gelişmiş lojistik kapasitemizle sağlayacağımız katkılarla transit taşınan ticarette milyarlarca dolar ek lojistik hizmet gelirini ülkemize kazandırabilmek. Kendi ihracatımız dahil olmak üzere lojistik köprüler kurduğumuz tüm ekonomiler arasındaki bağlantıları güçlendirdikçe hedeflerimize daha hızlı ulaşacağımızı düşünüyoruz.
Pandemi sürecinde Türkmenistan’ın sınır kapılarını uzun süre kapalı tutması sebebiyle İran üzerinden Orta Asya’ya gerçekleştirilen taşımaları sürdürmekte yaşadığımız zorluklar, artan sınır yoğunlukları ve ayrımcı uygulamalar hâlâ hafızamızda. İşte bu nedenle uzun zamandır desteklediğimiz Zengezur Koridoru ile ilgili gelişmeleri memnuniyetle karşılıyoruz. Bu koridor sayesinde Türkiye, Nahçıvan üzerinden doğrudan Azerbaycan’a bağlanırken; bölge ticaretine sunulacak yeni hat, Gürcistan üzerinden geçen güzergâha göre daha kısa, güvenli ve ekonomik bir alternatif sağlayacak.
Bürokratik engellerin azaltılması şart
Türk taşımacılarının Gürcistan’da yaşadığı sıkıntıların hafifleyeceği bu yeni güzergâh, her bölgesel veya küresel krizde çeşitli bahanelerle konulan kısıtlamalara karşı da alternatif oluşturacak. Zengezur Koridoru, Hazar geçişli Orta Koridorun tamamlayıcısı olacak ve sınır geçişlerinde yaşanan bürokratik ve ayrımcı uygulamaları engelleyecek projelerle desteklenmeli. Ticaret ve taşımacılığın kolaylaştırılmasında en büyük fayda, sadece altyapı inşa etmek değil, mevcut altyapının etkin kullanımıdır. En başta da sınırlar arası geçişlerde uzun beklemelere neden olan uygulamaların dijitalleşme ve basitleştirme yöntemleriyle iyileştirilmesi gerekmektedir.
ABD’nin başlattığı ticaret savaşları ve artan gümrük tarifeleri gibi ticareti zorlaştıran uygulamaların gölgesinde, hızlandırılmış sınır geçişleri ve transit taşımalarda kolaylık sağlanması ideali, umarız ki bu coğrafyada koridorlar üzerinden hayat bulur. Tarife dışı kısıtlamaların devam etmesi, koridorlara yapılacak lojistik yatırımların faydalarını ortadan kaldıracaktır.”