Türkiye’nin rekabet gücü için kritik eşik

Üretimde dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve verimlilik günümüz sanayisinin en sıcak başlıkları arasında. Bu kavramlar, Türkiye’nin küresel rekabet gücünü artırabilmesi açısından da stratejik önem taşıyor.
İstanbul Gedik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Aytaç Uğur Yerden, Ekonomim’e yaptığı değerlendirmelerde sanayide dijital dönüşüm sürecinin Türkiye’de hangi noktada olduğunu, KOBİ’lerin dönüşümdeki yerini ve üniversitelerin bu ekosistemdeki rolünü detaylandırıyor.
“Entegrasyon eksikliği verimliliği düşürüyor”
Dr. Aytaç Uğur Yerden, Türkiye’de üretim süreçlerinde verimlilik sorununun temelinde süreçler arası entegrasyon eksikliği ve veri odaklı yönetim kültürünün yeterince yaygınlaşmamasının yattığını belirtiyor. “Sanayi işletmeleri artık yalnızca maliyet avantajıyla değil, süreçlerin optimize edilmesi ve teknolojilerin bütünsel olarak entegre edilmesiyle rekabet gücü kazanıyor. Ancak birçok işletme, bu dönüşümü tam anlamıyla hayata geçirebilmiş değil,” diyen Yerden’e göre dijitalleşme yatırımlarıyla büyük işletmeler ilerleme kaydetse de, KOBİ’ler hâlâ potansiyelini tam olarak kullanamıyor.
Dijital dönüşüm, birçok işletme tarafından yalnızca teknoloji yatırımı olarak algılanıyor. Oysa bu sürecin başarıya ulaşabilmesi için çalışanların da bu dönüşüme entegre olması gerekiyor. Yerden, “En sık yapılan hataların başında, süreci bütüncül yönetememek ve insan faktörünü ihmal etmek geliyor,” diyerek, kurumların değişim yönetimi süreçlerine daha fazla önem vermesi gerektiğini vurguluyor.
Sürdürülebilirlikte KOBİ’ler ön saflarda
KOBİ’lerin üretimde sürdürülebilirlik dönüşümünün merkezinde yer aldığını ifade eden Yerden, özellikle enerji verimliliği, atık yönetimi ve dijitalleşme gibi alanlarda önemli adımlar atıldığını belirtiyor. Esnek yapıları sayesinde KOBİ’lerin bu dönüşüme daha hızlı uyum sağlayabildiğini ifade eden Yerden, bu potansiyelin daha fazla desteklenmesi gerektiğini söylüyor.
Endüstri 4.0’da Türkiye nerede?
Yerden’e göre Türkiye, Endüstri 4.0 yolculuğunda büyük işletmeler özelinde iyi bir ivme yakaladı. Otomotiv ve makine sektörlerinde akıllı üretim sistemlerinin yaygınlaştığını belirten Yerden, KOBİ’lerde bu oranın henüz %30 seviyelerinde olduğunu ifade ediyor. “Yaygın ve sürdürülebilir dönüşüm için hem dijital altyapı hem de nitelikli insan kaynağı alanlarında yapılacak yatırımlar kritik öneme sahip,” diyor.
“Yaşam boyu öğrenme alışkanlığı geliştirilmeli”
Yerden, üniversite-sanayi iş birliğinde yaşanan tıkanıklıkların temelinde iletişim eksikliği ve farklı önceliklerin yer aldığını belirtiyor. İstanbul Gedik Üniversitesi’nin bu alanda örnek uygulamalar geliştirdiğini aktaran Yerden, teknoloji transfer ofisi ve dijital dönüşüm ofisi aracılığıyla yürütülen projeler sayesinde öğrencilerin ve akademisyenlerin sektörün ihtiyaçlarına doğrudan temas ettiğini vurguluyor.
Yapay zekâ ve otomasyon sistemlerinin üretimde verimliliği artırdığını ancak aynı zamanda iş gücü yapısını dönüştürdüğünü hatırlatan Yerden, Türkiye’de bu dönüşüme tam anlamıyla hazır bir iş gücü bulunmadığını ifade ediyor. Dijital yetkinliklerin geliştirilmesi ve yaşam boyu öğrenme alışkanlığının kazandırılması gerektiğini belirtiyor.
“Üniversite sanayi işbirliği istihdamı arttırıyor”
İstanbul Gedik Üniversitesi’nin, öğrencilerine disiplinlerarası ve uygulamaya dönük bir eğitim sunduğunu belirten Yerden, “Sanal gerçeklik tabanlı Kaynak Eğitimi gibi projelerle güncel teknolojileri müfredata entegre ediyoruz. Mezunlarımız sektöre donanımlı ve hazır olarak adım atıyor” ifadelerini kullanıyor. Gedik Üniversitesi mezunlarının yüksek istihdam oranlarına sahip olduğunu belirten Yerden, sanayiyle kurulan güçlü bağlar sayesinde öğrencilerin mezun olmadan önce sektöre entegre olduğunu ve mezuniyet sonrası hızla iş bulabildiklerini ifade ediyor. Kariyer günleri, mentorluk programları ve aktif mezun ağı da bu başarıyı destekleyen unsurlar arasında yer alıyor.
Türkiye’nin sanayide rekabet gücünü artırması için önümüzdeki 5 yılda teknoloji odaklı üretime geçişin hızlanması gerektiğini belirten Yerden, KOBİ’lerin bu dönüşüme aktif şekilde dahil edilmesinin ve üniversite-sanayi iş birliklerinin güçlendirilmesinin altını çiziyor.
Kaynak: Ekonomim